Ahmet Hakan, konuyla ilgili açıklama yapan İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu'nun açıklamalarına ilişkin, "Derin bir düş kırıklığına uğradım" ifadelerini kullandı.
İŞTE AHMET HAKAN'IN YAZISI:
Lütfü Türkkan grup başkanvekili olmasaydı ne olacaktı Yavuz Bey?
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, benim sevdiğim, saydığım ve takdir ettiğim bir siyasetçidir.
Kendisini destekleyen sayısız yazı yazdım.
Siyasette kişisel olarak her zaman iç tutarlılığını korumaya özen gösteren bir yapısı vardır Ağıralioğlu’nun.
Fakat dün Lütfü Türkkan olayıyla ilgili olarak yaptığı açıklamayı okuyunca...
Derin bir düş kırıklığına uğradım.
Ne dedi Yavuz Ağıralioğlu, Lütfü Türkkan olayıyla ilgili olarak?
Şunları söyledi:
“Biz hatasının bedelini ödeyen bir partiyiz. Yanlışı yapanı görevden çekmeyi biliriz. Bugün de Türkkan’ı görevden çekiyoruz. Bizim kitabımızda böyle bir küfrün, hakaretin yeri yoktur. Biz hata yapanları makamdan çekiyoruz.”
Bunları söyleyen Yavuz Ağıralioğlu’na sormak isterim:
Peki ya Lütfü Türkkan, o küfrü ederken “başkanvekilliği” makamında bulunmasaydı da, sadece İYİ Parti Milletvekili sıfatını taşıyor olsaydı, o zaman ne yapacaktınız Yavuz Bey?
“Lütfü Bey’in bir makamı yok. Dolayısıyla milletvekili olarak yoldaşımız olmaya devam edecek” mi diyecektiniz?
Milletvekilliği sizin açınızdan bir makam değil mi Lütfü Bey?
Kitabınızda böyle bir küfrün yeri olmadığını savunuyorsunuz.
İyi ama...
Sizin kitabınızda...
Böyle bir küfrü eden kişinin milletvekili olarak sizlerle aynı safta yer almaya devam etmesinin yeri var mı?
Grup başkanvekilliği görevinden alınmayı gerektiren o küfür, milletvekili olarak yola devam etmeye engel teşkil etmiyor mu yani sizin kitapta?