Sözcü yazarı Soner Yalçın bu hafta 'Medyadaki algı' başlıklı yazısını kaleme aldı.
İŞTE YALÇIN'IN YAZISI;
Sonda yazacağımı başta yazayım:
Kürtlerin, Nevruz’u kutlamalarına kimin itirazı olabilir?
Ancak son yıllarda salt PKK gölgesindeki siyasi yapılar değil; liberalinden muhafazakarına kimi politik çevreler büyük algı operasyonu ile, Nevruz’u “Kürt direnişinin sembolü” olarak gösterdi/gösteriyor!
Sanmayın ki, bu psikolojik propaganda sadece birkaç yayın organı tarafından yapıldı. Merkez medya da buna uyum gösterdi, katkı sundu. Ki, iktidarın yürüttüğü “Kürt açılım” sürecinde Nevruz tamamen bu algıya dönüştürüldü!
Nevruz; dostluk, kardeşlik, iyilik, mutluluk ve bahar bayramı olmaktan çıkarılıp siyasete alet edildi...
Hatırlayınız Diyarbakır Nevruz mitinglerinde; Öcalan’ın mektubu bile okundu! İktidarın şımarttığı “Kandil Partisi” milletvekilleri polis tokatladı, polise taş attı.
Bu arada... Kimimiz, “Nevruz Türk geleneğinde köklü bir geçmişe sahiptir” dediği an “faşist damgası” yedi!
Oysa Nevruz, binlerce yıllık Türk halk inançlarından musikisine ve hatta isim bilimine kadar etki etti.
Türk kadim tarihinde Nevruz; bereket sembolü, dilek sembolü, koruma sembolü, şifa sembolü idi...
Ve fakat: Bilinçli ya da bilinçsiz medya eliyle Türk kültüründen çıkarılmak istendi Nevruz.