Uğur Dündar, Montrö'nün etkisini yitirmesi durumunda Türkiye'nin boğazlar üzerindeki denetiminin ortadan kalkacağını belirten emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile yaptığı söyleşiye yazısında yer verdi.
UĞUR DÜNDAR'IN YAZISI ŞÖYLE:
İşte Montrö Sözleşmesi konusunda bilinmesi gereken her şey!..
Değerli okurlarım,
Dünkü yazımda Rusya'nın Ukrayna'ya neden saldırdığını ve bu süreçte Türkiye'nin ne yapması gerektiğini, öngörüleri hep doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile yaptığım söyleşiye dayanarak açıklamıştım.
Bugün de Montrö Sözleşmesi'nin Türkiye'ye güvenlik açısından neler sağladığını ve feshedilmesi (sona erdirilmesi) halinde neler kaybettireceğini, yine Sayın Elekdağ ile 21 Aralık 2019 tarihindeki söyleşimize dayanarak bir kez daha hatırlatacağım.
ŞÜKRÜ ELEKDAĞ (Ş.E.): Sözleşme, Boğazlar'dan geçişte Karadeniz'e sahildar olmayan devletlere birçok kısıtlamalar getirmek suretiyle, Türkiye'nin güvenliği için gerekli koşulları yaratacak ve Rusya'nın güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dizayn edilmiştir. Karadeniz'de kıyısı olmayan devletler barış zamanında en az 8 gün önceden Karadeniz'e gidecek savaş gemilerinin sayısını, tipini ve geçiş tarihini Türk yetkili makamlarına bildirmeye mecburdurlar. Bu devletlerin Boğazlardan aynı anda transit geçecek gemilerinin sayısı 9'u ve tonajı da 15 bin tonu geçemez. Keza, kıyıdaş olmayan devletlerin Karadeniz'de bulunduracakları gemilerinin toplam tonajı 30 bin tonla sınırlıdır. Tek bir devlet için bu tonaj 20 bin tonu geçemez. Ancak, Karadeniz'deki en güçlü donanmanın tonajı, sözleşmenin imzalandığı tarihteki en güçlü donamanın tonajını 10 bin ton aşarsa 30 bin tonluk limit 45 bin tona çıkarılabilir. Bu durumda bugünün koşullarında söz konusu limit 45 bin tondur. Boğazlardan uçak gemileri ve denizaltılar geçemez. Karadeniz'e kıyıdaş devletlerin barış zamanındaki hakları çok daha geniştir. Sözleşmeye göre savaş halinde, Türkiye tarafsız ise, muharip devletlerin gemileri Boğazlardan geçemez. Türkiye muharip ise savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini istediği gibi düzenler.
TÜRKİYE'NİN BOĞAZLARDAKİ DENETİMİ ORTADAN KALKAR
UĞUR DÜNDAR (U.D.): Peki, şimdi sözleşmenin yokluğunda Türkiye'nin nasıl bir durumla karşılaşacağını inceleyelim…
(Ş.E.): Montrö Sözleşmesi 20 Temmuz 1936'da, Türkiye, İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Japonya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya tarafından imzalanmıştır. İtalya da 1938'de sözleşmeye katılmıştır. Sözleşmenin 28. maddesine göre, bu devletlerden biri tarafından fesih başvurusu yapılırsa, bu başvuru tarihinden itibaren sözleşme iki yıl daha yürürlükte kalacak ve taraf devletler yeni bir sözleşmenin hükümlerini saptamak üzere bir konferansta bir araya geleceklerdir. Bu konferansta yeni sözleşmenin 1982 Birleşmiş Miletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) hükümleri temelinde oluşturulmasının önerilmesi kesindir. Türkiye'nin, Boğazlar üzerindeki kontrol ve denetimini ortadan kaldıracak bu yoldaki önerilere kuvvetle karşı çıkması beklenmelidir. Rusya'nın tutumu da aynı doğrultuda olacaktır. Bu konferanstan bir sonuç çıkmayınca IMO'nun yardımıyla bir müzakere süreci başlayabilir. Ancak, böyle bir süreçten, Türkiye'nin karşısındaki denizci devletlerin hem adetçe çok, hem de daha etkili olmaları nedeniyle ülkemizin güvenliğini ve çıkarlarını koruyabilen bir sözleşme çıkabilmesi mümkün değildir. Zira, karşımızdaki çoğunluk, Türkiye'ye BMDHS'nin 38. maddesinin 2. fıkrasındaki “transit geçiş rejimi” hükümlerini dayatacaklardır.