Aktaş ekonomiyle ilgili önemli kararlardan biri olan faiz konusunda, "Son hamle olarak çok yüklü bir faiz artışı gelirse kimse şaşırmasın" dedi.
ALAATTİN AKTAŞ'IN YAZISI ŞÖYLE:
Her şey seçim için, her şey seçim için!
İnsan zaman zaman düşünmeden edemiyor: "Ekonomide böylesine bir darboğaza yanlış politikaların sonucu mu girildi, yoksa bütün bunlar bile isteye, özellikle mi yapıldı?"
Faiz indirilince kurun artacağı, kur artınca enflasyonun hızlanacağı bilinmiyor olabilir mi? Seçime yüksek enflasyonla gidilmek istenmeyeceğine ve zamlar bir ölçüde de olsa geri çekildiğine göre "Ölümü göster sıtmaya razı et" politikası mı güdülüyor?
Ve son hamle olarak çok yüklü bir faiz artışı gelirse kimse şaşırmasın.
Başlıktaki vurguyu askerlik yapmış olanlar iyi bilir. “Her şey” daha sert, daha vurucu söylenir. Tabii ki seçim sözcüğünün yerinde de orijinalde vatan vardır.
Son aylarda yapılanlara bakınca her adımın seçime hazırlık amacıyla atıldığı ama çok değişik bir seçim stratejisi izlendiği düşüncesine kapılmamak mümkün değil.
Acaba paranoyak olduk ve her uygulamada bir komplo teorisi mi arıyoruz yoksa yapılmak isteneni gördüğümüzü mü sanıyoruz?
Daha önce de birkaç kez sorduk... Ekonomide eylül ayına kadar harikalar yaratmıyorduk, tamam; ama en azından toplum son dönemde olduğu gibi derinden sarsılacak ölçüde sıkıntı da yaşamıyordu. Şimdi sorsanız “Ekonomik yönden bugünlerde mi daha iyi durumdasınız, yoksa geçen yıl ağustosta, eylülde mi daha iyi durumdaydınız” diye, ne yanıt alınacağı o kadar açık ki... Ekonomi eylülden bugüne, beş ayda bu cendereye nasıl girdi?
Yanlış adımlar atıldığı, yanlış kararlar verildiği için mi?
Yoksa bütün bu olan biten bilinçli bir tercihin sonucu mu?