Uğur Dündar, "Seçilecek Cumhurbaşkanı ve ailesinin kişisel masraflarını, Atatürk'ün yaptığı gibi; ceplerinden karşılamaları önerisini siz de kabul ediyor musunuz?" diye sordu.
UĞUR DÜNDAR'IN YAZISI ŞÖYLE:
Atatürk Çankaya Köşkü’ndeki harcamaları cebinden ödüyordu!…
1932 senesinde çıkan bir kanun ile bilhassa yüksek maaş ve ücretlere, kademeli olarak artan, nispeten ağır vergiler konulmuştu. Buna göre; Cumhurreisi'nin maaş ve tahsisatından kesilecek olan vergi miktarı 5.401 liraya çıkmış, ele geçecek miktar 9.078 liraya düşmüştü.
Atatürk bunun 2.000 lirasını her ay bazı yardımlara verdiğinden, hakikatte elinde kalan miktar 7.000 liradan ibaretti.
Diğer taraftan o zamana kadar yaverler ve muhafız polislerle beraber, köşkün içinde ve dışında çalışan bütün görevlilerin iaşesi (beslenme, yeme-içme) ve köşkün sair masrafları Atatürk tarafından yapılmakta idi.
Hatta istasyondaki binada bulunan özel sekreter memurları da, öğle yemeklerini yine masrafı Atatürk tarafından ödenen bir tabldottan yiyorlardı. Her günkü mevcut, sabah ve akşam, misafirlerle beraber 90-100 kişiyi buluyordu.
Seyahatlerinde, devletçe kendisine yalnızca tren veya vapur gibi vasıtalar temin ediliyordu. Diğer masraflar tamamen Atatürk'ün kesesinden çıkıyordu.