Sözcü yazarı Soner Yalçın "Kürsü siyaseti" başlıklı yazısında "Parti liderleri, her gün her konuda niçin “fikir” beyan etmek, görüş açıklamak, aklına estiğini söylemek zorunda hissediyor kendini?" sözleriyle muhalefeti eleştirdi.
İŞTE SONER YALÇIN'IN YAZISI
“ÇİÇEĞİ burnunda genel başkan” hızlı girdi; her popüler konuda görüş açıklamaya başladı…
Parti liderleri, her gün her konuda niçin “fikir” beyan etmek/ görüş açıklamak/ aklına estiğini söylemek zorunda hissediyor kendini?
Ne yazık ki, siyasallaşma demeç vermeye, tweet atmaya endekslendi ülkemizde. Bu lüzumsuzluk çoğu zaman içeriği boş konuşmalara dönüşüyor. Ve:
Zamanla liderler dinlenmez olunca gündemde kalabilmek için başlıyor demagoji, popülizm, hamaset, ajitasyona… Bu hâl ülkede kutuplaşma, çatışma, huzursuzluk çıkarıyor. Kısır döngü sürüp gidiyor…
Kendi adıma yazayım; liderlerin sürekli temenni içeren, meydan okuyan, suçlayan retorik konuşmalarından bıktım…
Montesquieu’yu hatırlatmak zorundayım: İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur…