Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatları tarafından “hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” iddiasıyla Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur, Star Gazetesi yazarı Ersoy Dede ve Kanal 24 Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek hakkında ayrı ayrı suç duyurusu yapıldı.
Suç duyurularında Uğur, Dede ve Çiçek hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak cezalandırılmaları için haklarında kamu davaları açılması talep edildi.
Fuat Uğur hakkındaki suç duyurusunun nedeni, 1 Nisan 2020 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı “İstanbul'da OHAL ilan ettirmek için her türlü tezgahı yapan Ekrem İmamoğlu ve arkasındaki aklın ‘yerel hükümet' modeli. Eve kapatılmış İstanbul'da sokakları aportta bekleyen PKK'lılarla Gezici kalıntısı sol örgütlere teslim edip FETÖ desteğiyle PDY kurmak. Hiç tavsiye edilmez” paylaşımı oldu.
Uğur hakkındaki suç duyurusunda şüphelinin, hiçbir somut dayanak göstermeksizin İmamoğlu'nun OHAL ilan ettirmek için PKK ve FETÖ ile İstanbul'da yerel hükümet kurmak için plan yaptığı, bu amaç uğruna otobüsleri alıkoyduğu şeklinde gerçekdışı bilgiler paylaşarak İmamoğlu'nu hedef göstererek suç isnat ettiği vurgulandı.
AMACIN GÜVENİLİRLİĞİ ZEDELEMEK OLDUĞU AKTARILDI
Şüphelinin, İmamoğlu'nu terör örgütleriyle ortak terör eylemi içerisinde olduğunu iddia ettiği belirtilerek şöyle denildi:
* Bu durumda müvekkil, hükümet üyelerinin her zaman faydalandırıldığı hukuki korumadan eşitlik ilkesi gereğince yararlanabilmelidir.
* KOVID-19 salgınının getirdiği bir ortamda dahi milleti bölen, kişisel hırs ve nefretler yüzünden hem kamuoyunu manipüle edip hem de karşıt olduğu kişileri terörize eden bir anlayışın topluma ve kişilere verdiği zararın önüne ancak etkin bir soruşturma ile geçilebilir.
* Böylece kişiler, sadece hükümete yakın olduğu için herkesi her şeyle itham edebileceğini, Türk milleti ve adalet adına verilen kararlardan kendilerinin muaf olduğunu düşünmekten vazgeçeceği gibi adalet duygusunu zedeleyen cezasızlık algısının gittikçe artmasının da önüne geçilebilecektir.
Şüphelinin sadece hissiyatlarına dayanarak müvekkili suçlu olarak gösteremeyeceğine dikkat çekilerek “Amaç müvekkili kamuoyundaki güvenilirliğini zedelemekten başka bir şey değildir” denildi.
SÖZLER ÇARPITILDI
İmamoğlu'nun katlanarak artan virüs vakalarının yüzde 60'ının İstanbul'da olması sebebiyle tamamen toplum sağlığını korumak amacıyla sokağa çıkma kısıtlanması talebinin, şüphelinin sözleriyle hukuka aykırı olarak çarpıtıldığına vurgu yapıldı.
Hakaret sözlerinin kamu görevlisi olan İmamoğlu'na görevinden dolayı söylendiği ifade edilerek “Bu durumda verilecek ceza 1 yıldan az olmamalıdır. Şüpheli paylaşımını ‘herkese açık' olarak paylaştığından, hakaret suçu aleni olarak işlenmiştir. Bu nedenle 1 yıldan az olmayacak şekilde verilecek ceza altıda bir oranında artırılmalıdır” talebinde bulunuldu.
TEHDİT İÇERİKLİ SÖZLER
Star Gazetesi yazarı Ersoy Dede'nin de 2 Nisan tarihli yazısında; çok sayıda corona virüsü vakası görülen İstanbul’da sokağa çıkma kısıtlaması talep eden İmamoğlu'nun bu talep ile 15 Temmuz darbe girişiminden yarım kalan işlerini tamamlamak istediğini yazdığı aktarılarak “İmamoğlu terör örgütüyle ilişkilendirmiş, başının belada olduğunu söyleyerek müvekkili tehdit etmiştir” denildi.
İmamoğlu'nun 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ terör örgütü ile bağlantılı olarak gösterildiği ve sokağa çıkma kısıtlamasını “toplum yararı için değil de terör örgütünün yararı için istediği” şeklinde dayanaksız ve gerçek dışı iddialarda bulunulduğu vurgulandı. Şüphelinin, İmamoğlu'nun kişilik haklarını ihlal ettiği kaydedildi.
KÖTÜ AMAÇ VARMIŞ GİBİ...
Kanal 24'te “Günün Manşeti” programını sunan Murat Çiçek'in “Bu adamlar sokağa çıkma yasağı uygulansın diyorlarsa mutlaka bunun altında bir çapanoğlu vardır. Mutlaka bunun altında sinsi bir amaçları vardır. Bundan dolayı söylüyorlardır” sözleri nedeniyle de suç duyurusunda bulunuldu.
İmamoğlu'nun sokağa çıkma yasağı talep etmesinin ardında kötü bir amaç varmış gibi gösterildiği, toplum sağlığı amacını güden talebinin hukuka aykırı şekilde çarpıtıldığı belirtilerek Çiçek'in de aynı gerekçelerle cezalandırılması istendi.