Abdülkadir Selvi konuyla ilgili, "Kılıçdaroğlu’nun, eğer bir istihbarata sahipse bunu derhal adli makamlara iletmesi gerekir" dedi.
İŞTE ABDÜLKADİR SELVİ'NİN YAZISI:
Siyasi cinayetler iddiası, soruşturma konusu yapılmalı
Meclise girdiğimde HDP grubu bitmiş, CHP grubu ise toplanmak üzereydi.
Pervin Buldan ile Mithat Sancar çıkıyorlar, Kılıçdaroğlu da gruba doğru geliyordu.
Karşılaştılar, tokalaştılar. Zaten etrafları kalabalıktı, sadece ayaküstü bir selamlaşma yaşandı.
“Dostlar buluştu” dedim. Güldük.
CHP liderini bir süre grupta izledim. Kılıçdaroğlu’nun söylemi değişti. Bir süredir “Ben yapacağım, ben çözeceğim” diyordu. İYİ Partili Cihan Paçacı’nın uyarısından sonra “Dostlar” söylemine tekrar döndü.
“Bize yetki vereceksiniz, dostlarımızla beraber bu ülkede nasıl bir bahar havası estireceğiz” diye konuştu. Neden, “Gerçekten de bahar havası estireceğiz. Kimseye kötülük yapmayacağız” deme gereği duydu anlamadım. Herhalde CHP gelirse kötülük yapacak diye bir kaygı var diye kulağına gelmiş.
Kılıçdaroğlu her şeye değindi ama bir tek siyasi cinayetler konusuna girmedi. Oysa Meclis kürsüsünden siyasi cinayetlerle ilgili kaygısını paylaşmasını beklerdim.
ATEŞLE OYNAMAK
Bunlar çok tehlikeli söylemler. İlk olarak karışık dönemlerin aktörlerinden olan Mehmet Eymür gündeme getirmişti. Kılıçdaroğlu ise siyasi bir nitelik kazandırdı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise tam bir devlet insanı ciddiyetiyle yaklaştı. Eski bir içişleri bakanı olarak, bu tür konuları çok fazla gündemde tutmamak gerektiğini söyledi. Çünkü bu tür konular durumdan vazife çıkarmak isteyen birilerine, terör örgütlerine ya da yabancı istihbarat servislerine mesaj olabilir. Bunlar çok tehlikeli sözler, ateşle oynamak gibi.
Bu ülkede siyasi cinayetler işlenmedi mi? Darbelere giden yollar, siyasi cinayetlerin kanlarının üzerinden döşendi. O nedenle diyorum ki, Kılıçdaroğlu’nun iddiası ciddiye alınıp üzerine gidilmeli. Tez vakitte Kılıçdaroğlu’nun bilgisine başvurulup elinde bir istihbarat olup olmadığı öğrenilmeli.
DÖRT NOKTA
1- Kılıçdaroğlu’nun, eğer bir istihbarata sahipse bunu derhal adli makamlara iletmesi gerekir.
2- Yok eğer siyasi gerginlikten dolayı böyle bir endişe taşıyorsa bunu kamuoyuna izah etmeli.
3- Muhalifler arasında marjinal bir kesimin içinde “Erdoğan seçimleri kaybetmemek için siyasi cinayetleri dahi işletebilir”, diye düşünenler olduğunu biliyorum. Kılıçdaroğlu da onlar gibi düşünüyor olabilir.
2018 seçimleri öncesinde “Savaş çıkaracakmış, savaş bahanesiyle seçimleri erteleyecekmiş” diyorlardı. Ama Erdoğan seçimleri ertelemeyi bırak, Bahçeli’nin çağrısı üzerine öne çekti. Erdoğan, ilk kez ülkeyi yönetmiyor ki, 20 yıldır işbaşında. 90’lı yıllara damgasını vuran siyasi cinayetler dönemini Erdoğan kapattı. Erdoğan seçimi kaybederse devretmez diyorlardı, ne oldu? İstanbul, Ankara ve Antalya’da AK Parti seçimi kaybetti ama devretmediler mi, koltuklarında oturmaya hâlâ devam ediyorlar mı?
4- Kılıçdaroğlu, siyasi gerginlik nedeniyle böyle bir kaygı taşıyorsa yapacağı iş, tansiyonu düşürmek için harekete geçmek olmalı. Sağduyu ve uzlaşma çağrısı yapmalı. Ortamı geren değil, yumuşatan bir politika izlemeli.
SAVCILAR KILIÇDAROĞLU’YLA GÖRÜŞMELİ
Bir noktadan sonra hükümete de görev düşüyor. Bu ülkenin geçmişinde çok kanlı infazlar yaşandı. Siyasi suikastlar üzerinden kaos ortamı oluşturuldu. Türkiye, karanlık bir tünele sokuldu. O nedenle Kılıçdaroğlu’nun uyarısını ciddiye alarak, bir Cumhuriyet Başsavcısı CHP liderini ziyaret edip siyasi cinayetlerle ilgili olarak elinde bir istihbarat olup olmadığını ya da neyi işaret ettiğini öğrenmeli.