Yılmaz Özdil yazısında eczanelerdeki ilaç sıkıntısına dikkat çekerek, "Geçen ay 165 kalem ilaç bulunamıyordu, bu ay 645 kalem ilaç bulunamıyor" dedi.
YILMAZ ÖZDİL'İN YAZISI ŞÖYLE:
Ekonominin kitabı
Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına, görmediğimiz otoyola, yatmadığımız hastaneye, gitmediğimiz tren garına para ödüyor muyuz… Ödüyoruz.
Nasıl ödüyoruz?
Dolar karşılığıyla Türk Lirası olarak ödüyoruz.
Dolar altı liraysa altı liradan ödüyoruz, sekiz liraya yükseldiyse sekiz liradan ödüyoruz, on lira olduysa on liradan ödüyoruz.
Bu yüzden, ödüyoruz ödüyoruz, borcumuz azalacağına, artıyor.
Bu yıl başında mesela, geçiş garantili projeler için toplam 179 milyar lira borcumuz vardı, borcumuz 226 milyar liraya çıktı, dolar yükseldiği için sırf bu yılki borcumuz da 47 milyar lira arttı.
Buna mukabil…
İlaç yok.
Bütün eczaneleri tek tek dolaş, 645 kalem ilaç bulunamıyor.
İnsülin yok.
Romatizma ilaçları, ağrı kesiciler, ateş düşürücüler, tansiyon ilaçları, bazı hormon ilaçları, burun damlası bile yok, grip aşısı yok.
Bazı kalp ilaçları yok, olanlar da gıdım gıdım geliyor.
Bazı kanser ilaçları yok.
Bağırsak hastalıkları ilacı yok, o yoksa onun yerine şunu alayım diyemiyorsun, çünkü zaten muadili olmayan ilaçlar bulunamıyor.
İster tek adam rejimiyle yönet, ister padişahlıkla, ister sultanlıkla, ister krallıkla… Hastalık kavramı daima demokrasidir.
Din, dil, etnik köken, mezhep, kadın-erkek, zengin-fakir ayırmaz, istisnasız herkese eşit davranır, kimseye ayrıcalık tanımaz.