FT'den dikkat çeken analiz: Erdoğan'ın tezi neden işe yaramıyor?
FT den dikkat çeken analiz: Erdoğan ın tezi neden işe yaramıyor?
 
İngiltere merkezli uluslararası ekonomi gazetesi Financial Times (FT) bugünkü sayısında, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz politikası ile ilgili yorumlara yer verildi.
23 Aralık 2021 - 13:16

Financial Times gazetesinde Chris Giles imzalı yayımlanan haberde, “Daha bu hafta sonu, Türkiye Cumhurbaşkanı, daha düşük faiz oranlarının ‘yeni bir ekonomik model' oluşturacağı teorisini yineledi. Recep Tayyip Erdoğan, faizleri indirmenin enflasyonu düşüreceğini ve yatırım, istihdam ve ihracatı artırarak Türkiye’nin bağımsızlığını artıracağını söyledi” sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyor: Ne var ki enflasyon karşısında faiz oranlarını düşürme deneyi, çöken bir para birimi, yükselen fiyatlar ve girdi maliyetleri, özellikle de en yoksullar için ağır sonuçlu bir kriz yarattı. Bu, Erdoğan’ın yaklaşımının, bir para biriminin değerini korumak için sermaye çıkışlarını caydıracak, iç tüketimi düşürecek daha yüksek faiz oranlarına ve ve enflasyonist sarmalı önleme kararlılığı gösterilmesine ihtiyaç olduğunu öngören yerleşik standart ekonomi teorisinin de işaret ettiği gibi, derinden kusurlu olduğunu gösteriyor. Erdoğan’ın ‘daha fazla değer kaybı olursa, bankalarda Türk lirası mevduatı olanların zararlarını tazmin edecek önlemler’ açıklamasından sonra, pazartesi günü geç saatlerde TL yeniden değerlendi. Ancak Türk lirasının ABD doları karşısında bu sonbaharda değerinin yarısından fazlasını yitirmesiyle birlikte enflasyon yüzde 30’lara çıkmış durumda. Financial Times yazarına göre Türkiye, ithalatı düzenli olarak ihracatından büyük olduğu için sürekli cari açık veren bir ülke ve bir türlü düşürülemeyen yüksek enflasyon sorunu var: Son beş yılın hemen tamamında yıllık enflasyon oranı yüzde 10’un üzerinde oldu. Bu da, sorunun altında sistemsel bir fiyat artışı probleminin yattığına ve izlenen politikaların bunu ortadan kaldırmakta pek etkili olmadığına işaret ediyor. “YILLARCA SICAK PARA AKIŞI TEŞVİK EDİLDİ” BBC Türkçe’de yer alan habere göre, FT’nin yazısında görüşlerine yer verilen ABD’deki Harvard Kennedy Fakültesi’nden Profesör Dani Rodrik, aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllarca ekonomiyi biraz yüksek bir faiz oranı sayesinde Türkiye’ye sıcak para girişiyle yürüttüğünü söylüyor. “Finansal küreselleşmeyle ilgili efsanelerden biri, bunun makro ekonomik disiplini güçlendirdiğidir” diyen Rodrik, böylece ülkelerin yabancı parayı çekmek için sürdürülebilir ve makul politikalar izleyeceğinin varsayıldığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: Türkiye’de bu tam tersi oldu. Türkiye’nin ekonomik deneyi, daha esnek finans kaynakları sayesinde olması gerekenden çok daha uzun sürdü. Bunun sonucu olarak ekonomiye maliyeti daha büyük olacak. FT’ye göre Rodrik ve IMF, yüksek faiz limitlerinin sıcak para çekmeye katkısı olsa da harcamaları artırdığını ve iç piyasada enflasyonu yükselttiğini savunuyor ve Türkiye’nin son haftalarda yaşadığı güven krizine girmesini önleyecek doğru politikanın, daha yavaş bir büyüme karşılığında uzun vadeli istikrarı sağlayacak daha kontrollü bir çizgi izlenmesi olduğunu söylüyor. “BEDELİ AĞIR OLDU” Financial Times “Erdoğan özel olarak seçtiği Merkez Bankası Başkanı ile birlikte bunun tam tersini yaptı. Eylül ayında yüzde 19 olan kısa vadeli politika faizini, para arzını genişletici bir dizi hareketle 16 Aralık itibariyle yüzde 14’e kadar düşürdü” diyerek sözü yine son aylarda yaşanan ekonomik gelişmelere getiriyor: Amaç liranın değerini yavaş yavaş düşürerek ihracatı teşvik etmek ve küçük imalatçıları rekabette güçlendirmek, aynı zamanda ithal hizmet ve mallar yerine yerli üretim ve hizmetlere yapılan harcamaları artırmaktı. Cari açık Ağustos’tan bu yana artıya geçse de bunun, Ankara’nın ekonomi politikalarının itibarı ve Türkiye halkının geçim koşulları bakımından bedeli çok ağır oldu. Resmi enflasyon oranı, fiyatların sadece o ay içinde yüzde 3,5 arttığı Kasım’da yüzde 20’yi buldu. Birçok gözlemci bunun gerçek rakamın altında olduğunu düşünüyor. Ama öyle bile olsa ithal ürünlerin fiyatlarında meydana gelen artışların etkisinin görüleceği Aralık ayında yine sıçraması bekleniyor. Daha kötüsü; liranın değerindeki düşüş, dövizle borçlarını artıran özel şirketler ve devletin borçlarının kabarmasına sebep oldu. Türkiye’nin, finans dışı özel sektör borçları pandemi döneminin başından bu yana gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 20’si düzeyinde arttı. Bu OECD’nin tahminlerine göre gelişmekte olan ekonomiler içinde en yüksek oran. Faiz indirimleri artık şirketleri mali olarak rahatlatmaya yaramıyor çünkü piyasalar risk için artık daha büyük bir bedel talep ediyor. Yatırımcılar liraya güveni kaybettikçe ve güçlü paraların güvenine sığınmaya başladıkça devlet tahvillerinin getirisi yükseliyor. İthal ürünlerinin fiyatlarının arttığı, iç talepte bir çöküş tehdidi olduğu belirtilen makalede, Yatırım danışmanlık şirketi BlueBay Asset Management’tan Tim Ash’in görüşlerine de yer veriyor. Buna göre, asgari ücrete yapılan yüzde 50’lik zam, “liranın ucuzlamasının yarattığı avantajları silip süpürecek.” Financial Times’ın görüşünü aktardığı Ash, “Eğer (Erdoğan) Türk lirasını dolar karşısında 10 lira düzeyinde tutabilseydi bir şansları olabilirdi. Ama şimdi enflasyon bir kere çantadan çıktı ve rekabette kazanılan avantaj da camdan uçup gitti. Şimdi bir devalüasyon – enflasyon sarmalındayız” ifadesini kullandı.

Bu haber 1255 defa okunmuştur.
E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik yazılan,
Diğer kişi ya da kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
 Onay bekleyen yorum yok.

Bu haber henüz yorumlanmamış...



Fatih Portakal: Borcu olanın vay haline!

Hande Fırat: Aynı gemide olduğumuzu unutanlar oluyor!

Uğur Dündar: Büyük bir enflasyon dalgası gelecek!
»  Tamer Korkmaz'dan Tokatçı Muharrem'e manidar cevap: Kusursuz cinayet yoktur!
»  Ahmet Hakan: Asimetrik nezaketten muazzam barbarlığa geçiş!
»  Yılmaz Özdil'den dikkat çeken Muharrem Sarıkaya yorum
»  Abdulkadir Selvi: Uykularının kaçtığından eminim!
»  Uğur Dündar: 2001 krizinden daha ağır olacak!
»  Kim Milyoner'e damga vuran görme engelli yarışmacı!
»  Ece Üner'in programından kötü haber!
»  Uğur Dündar: Hemen seçime gidin!
»  Ahmet Hakan: OHAL fitnesi ateşlendi!
»  Uğur Dündar: Kılıçdaroğlu aday olacak mı?
»  Uğur Dündar: İmza deyip geçmeyin!
»  Fatih Altaylı: Kılıçdaroğlu'nun adı AK Parti'ye yarıyor!
»  İsmail Küçükkaya'dan enflasyon yorumu: Hayatımdan memnun değilim
»  Ahmet Hakan: Erdoğan gitsin de ne olursa olsun türküsünü çığıranlardan değiliz
»  Ahmet Hakan: Yine mi TC ile uğraşılıyor?
»  Fatih Altaylı: Türk medyasındaki zeka düşüklüğünü...
»  Sürücülük dersi veren yarışmacı, trafik sorusunda elendi!
»  Yılmaz Özdil yazdı: Asgari ücreti beğenmeyenler teröristtir!
»  Melih Altınok: Deniz Zeyrek Pensilvanya'da ağırlandı!
»  Yılmaz Özdil: Bile bile sapkınlara yol açtılar!
»  Fatih Portakal'dan yastık altı dolar yorumu!
 
 
 
 
 
 
 
 
İnternet Medyası Sizin İçin Ne İfade Ediyor?
Vazgeçilmez
Gerekli
Mutlaka Olmalı
Gereksiz
 Sonuçları göster