Faruk Bildirici: Ne geçmiş muhteşemdi ne de bugün gazetecilik öldü, bitti!
Faruk Bildirici: Ne geçmiş muhteşemdi ne de bugün gazetecilik öldü, bitti!
 
Faruk Bildirici, medya ombudsmanlığı ile ilgili çağrısına olumlu yanıt veren kuruluşlar için bugün itibarıyla göreve başladığını duyurdu.
31 Ocak 2022 - 11:12

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, geçtiğimiz gün yaptığı "Medya Ombudsmanlığı çağrısına" yanıt veren gazeteler için göreve başladığını belirtti. FARUK BİLDİRİCİ'NİN YAZISI ŞÖYLE: Medya Ombudsmanlığı: Gazeteciliğin güvenilirliği ve inanılırlığı için yeni bir yolculuk Genç gazeteciler değilse de bu ülkenin kıdemli gazetecileri, Hürriyet’in kurucusu Sedat Simavi’nin bağımsız gazeteciliği vurguladığı cümlelerine atıfta bulunmaktan hoşlanır: “Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma.” Son derece doğrudur Sedat Simavi’nin bu sözleri. Ama bağımsızlık iyi, kaliteli ve güvenilir gazetecilik için gerekli şart olsa da yeterli değildir. Bağımsızlığın, özgürlükle taçlanması, gerçeğe sadakati ve kamu yararını gözeten, etik ilkelere uyumu içselleştiren bir gazetecilik anlayışıyla bütünleşmesi gerekir. Nitekim Sedat Simavi’den sonra Hürriyet’i devralan Erol Simavi, babasının bu sözlerini Cağaloğlu’ndaki Hürriyet binasının duvarlarına nakşetmişti. Ama tam anlamıyla kamu yararını gözeten ve etik ilkelere uyan bir gazetecilik yaptığı söylenebilir mi? Bir dönem “Gazinocular Kralı” diye anılan Fahrettin Aslan’ın oğlu Sacit Aslan’ın yazdığı “Bir masalda iki kral olmaz” adlı kitapta Erol Simavi hakkında bir bölüm var; babasının Erol Simavi ile ilişkilerini anlatıyor: “Fahrettin Aslan’la Erol Simavi arasındaki samimiyet hem Maksim gibi eğlence dünyasının dev müessesesini hem de Hürriyet gibi basının en önemli gazetesini kötü etkilemeye başlamıştı Simavi’nin Maksim’deki isteklerinin, yaptıklarının küçük bir bölümünü (daha önceki bölümlerde) anlatmıştım. Fahrettin Aslan’ın da Simavi’den Hürriyet için istekleri olmuştu. Bazı geceler, Fahrettin Aslan eline telefonu alarak Simavi’yi arar, ertesi gün çıkacak olan, matbaada basımı devam eden Hürriyet’in birinci sayfasında değişiklik yapmasını isterdi. Gece saat bir buçuk, ikide matbaada dönmeye başlayan Hürriyet’in baskısı durdurulur, o ana kadar basılan 10 bin 15 bin gazeteyi kese kağıdı yaparlardı.” Gazetenin sahibinin bir gazino sahibi ile böylesi bir ilişki içinde olduğu gazetede ne tam olarak kamu yararının gözetildiği söylenebilir, ne de gazeteciliğin etik kurallarının dikkate alındığı. Kuşkusuz tersi de söylenemez, orada hiç habercilik yapılmadığı da savunulamaz. Erol Simavi’nin bu ilişkisi, aynı zamanda günümüzde bazı gazetecilerin geçmişte harika gazetecilik yapıldığı öykünmelerinin ne kadar yersiz olduğunu da gösteriyor. Gazetecilikte geçmişte de yanlışlıklar, etik dışı davranışlar vardı; şimdi de oluyor. Zaten toptancı yaklaşımlar gazetecilikle bağdaşmaz. Bir gazetede yanlışlar oluyor diye, orada hiç doğru gazeteciliğin yapılmadığı öne sürülemez. Geçmişte muhteşem gazetecilik yapıldığı da doğru değildir, günümüzde gazeteciliğin öldüğü de. Ne geçmiş muhteşemdi ne de bugün gazetecilik öldü, bitti. Sadece koşullarımız çok ağırlaştı, sorunlarımız ve de yanlışlarımız daha da arttı. DENETLENEBİLİR GAZETECİLİK Sorunlarımızın nedenlerine uzun uzun değinecek değilim burada. Ben daha iyi, daha güvenilir ve yüksek standartlarda gazetecilik için öncelikle gazetecilik etik ilkelerinin içselleştirilmesi ve tüm medya kuruluşlarının okur/izleyici denetimine açılması gerektiğine inanıyorum. Ethical Journalism Network (Etik Gazetecilik Ağı) kurucusu Aidan White, “Gazeteciliğin beş temel prensibini aklımızdan çıkarmamalıyız. Gerçeği söyle, adil ol, kimseye zarar verme, güvenilir ol, bağımsız ol ama aynı zamanda denetlenebilir ol” diyordu. White’ın vurguladığı bu denetimin “editöryal bağımsızlığa” sahip ve medya kuruluşları tarafından gönüllü olarak tanınan, desteklenen “Medya Ombudsmanı” tarafından yapılmasının, bağımsızlığa gölge düşürmeyecek değerli bir yöntem olduğuna inanıyorum. Bu nedenle 19 Ocak’ta bütün medya kuruluşlarına benim “Medya Ombudsmanlığı”mı tanımaları çağrısında bulunmuştum: “Ne kadar çok medya kuruluşu ile ombudsmanlık sözleşmesi imzalayabilirsek o kadar kurumsallaşmış bir ‘Medya Ombudsmanlığı’ vücut bulacak. Dijital, sözel ve basılı medyayı oluşturacağım bir ekiple daha düzenli ve daha yoğun biçimde izleme olanağı bulacağım. Siyasal, hukuksal, finansal zorluklar, kısıtlar, sorunlar ne olursa olsun; gazetecilik herkesten, her kesimden, her şeyden önce gazetecilerin mesleğidir. Mesleğimize ilişkin yanlışları eleştirmekle yetinmeyip, öğrenilmiş/dayatılmış çaresizliklere aldırmayarak iyi/doğru/güvenilir gazetecilik için kurumsallaşma hedefli bir çözüm yoluna, gazeteciler olarak birlikte çıkabiliriz. Bu bağlamda; bütün medya kuruluşları ve gazetecilere çağrımdır;‘Medya Ombudsmanlığı’nı kurumsallaştırmaya var mısınız? Gelin ülkemize özgü, yeni, bağımsız bir ‘Medya Ombudsmanlığı’ modeli yaratalım.” Türkiye’de yayın yapan mecralara yönelik bu çağrıya şimdilik BirGün ve Yeni Asya gazeteleri, KRT televizyonu, ANKA ajansı, T24, Gazete Duvar, Gerçek Gündem, Turktime, Muhalif ve 9. Köy internet siteleri, İkinci Yüzyıl ve Gazete Pencere dijital gazeteleri olumlu yanıt verdiler. Umarım süreç içerisinde yeni katılımlarla daha da genişler bu liste ve kurumsallaşmaya doğru daha güçlü adımlarla ilerleriz. İZLEYECEĞİMİZ YOL HARİTASI Bugün itibarıyla bu kuruluşların “Medya Ombudsmanı” olarak göreve başlıyorum. Temel görevim, etik denetim ve okur/izleyicilerle çıkacak anlaşmazlıklarda hakemlik yapmak. Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, temel dayanağım olacak. Anlaştığımız medya kuruluşları da bu ilkelere uyacakları konusunda taahhütte bulunmuş oldular. Yukarıda adlarını sıraladığım medya kuruluşları, okur/izleyicilerin görüş, öneri, eleştiri ve şikâyetlerini iletebilecekleri bir e-posta adresi açtılar. Bana ve yönetime ulaşmak isteyen okur/izleyicilerin bu adresleri kullanmalarını rica edeceğim. Ben de yine aynı yoldan ya da bu medya kuruluşlarının internet siteleri ile basılı nüshalarında açılan “Medya Ombudsmanı” (ya da Okur Temsilcisi) köşelerinde yanıtlayacağım. Sosyal medyadan başvuru yanıtlamayı -çok acil durumlar dışında- tercih etmiyorum, doğru da olmaz. Her başvuruyu kendi mecrasından yanıtlamak ve değerlendirmek daha sağlıklı olur. Her pazartesi günü yayımlanacak “Medya Ombudsmanı” (Okur Temsilcisi) köşesinde o medya kuruluşu ile ilgili okur/izleyici görüş, öneri ve eleştirileri olacak. Bu görüş ve eleştirilere ilişkin Yazı İşleri’nin de değerlendirmesi yer alacak. Ayrıca her hafta ön plana çıkan bir etik problemle ilgili genel bir değerlendirme hazırlayacağım. Eğer hakemlik gerektiren bir konu olursa tabii onun sonuçları da bu köşede yayımlanacak. Kuşkusuz bu medya kuruluşlarıyla ilgili hakemlik işlevim bugünden itibaren başlayacak. Geçmişteki içerikler, ancak yeni bir gelişme olması halinde etik denetimin kapsamına girebilir. Böylece Türkiye’de medyanın özdenetimi yolunda yeni bir sayfa açılıyor. En az güvenilen meslek grupları arasında yer alan gazeteciliğin itibarını artırmak için de çıkıyoruz bu yolculuğa… Hatalarla şeffaf bir şekilde yüzleşmekten kaçınmayan, hataları kabul ederek artı değere dönüştüren, etik ilkelere uyumu içselleştiren gazeteciliğin okur ve izleyicileri nezdindeki güvenilirliği, inanılırlığı artacak.

Bu haber 1184 defa okunmuştur.
E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik yazılan,
Diğer kişi ya da kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
 Onay bekleyen yorum yok.

Bu haber henüz yorumlanmamış...



Orhan Uğuroğlu, TÜİK Başkanı'nın neden görevden alındığını açıkladı!

Ahmet Hakan yazdı: ‘Dostlar, özür dilerim’ dese ne güzel olur!

Camdaki Kız reyting kurbanı oldu!
»  Fatih Altaylı: Emin olun hayallerim yıkıldı
»  Uğur Dündar: Kimse milletin gözünün içine baka baka yolsuzluk yapamazdı
»  Uğur Dündar: Vurun Ekrem İmamoğlu'na!
»  Nevşin Mengü'den Bircan Bali'ye eleştiri
»  Sadakatsiz dizisine sağlık molası!
»  Uğur Dündar: 100 yıllık geriye gidişin hikayesi
»  ABD'den Sedef Kabaş yorumu: Hayal kırıklığı yaşadık
»  Ahmet Hakan: Üslup sertleşmesi gözlemleniyor
»  Uğur Mumcu suikastının üzerinden 29 yıl geçti
»  Ahmet Hakan: Hakaret davalarında tutuklama olmamalı
»  Ahmet Hakan: Davutoğlu krizleri için Millet İttifakı'na 'Sabr-ı cemil' dilerim
»  Skandal sözler: Sedef Kabaş gözaltına alındı!
»  Ahmet Hakan yazdı: Yemişim Swap’ını!
»  Yargı'da sular durulmuyor! Diziden ayrılıyor mu?
»  Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da krizler bitmiyor!
»  Ahmet Hakan: Suç işler gibi mırıldanıyorum
»  Faruk Bildirici'den medya ombudsmanlığı çağrısı!
»  Uğur Dündar, İbn Haldun'un ders niteliğindeki sözlerini hatırlattı!
»  Hande Fırat: Aynı tehlikeyi yaşamamak için mücadele gerekiyor!
»  Yılmaz Özdil: Salgını yönetmediler, algıyı yönettiler
»  Abdulkadir Selvi: İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında ayrışma başladı!
 
 
 
 
 
 
 
 
İnternet Medyası Sizin İçin Ne İfade Ediyor?
Vazgeçilmez
Gerekli
Mutlaka Olmalı
Gereksiz
 Sonuçları göster