Özdil, "Burunlarını sokmadıkları, huzurumuzu kaçırmadıkları bir festivallerimiz kalmıştı, ona da karıştılar" dedi.
YILMAZ ÖZDİL'İN YAZISI ŞÖYLE:
Festival
Josephine Baker…
Afro Amerikan kültürünün ikonuydu.
Dansçı, şarkıcı, sinema ve revü yıldızıydı.
Broadway'de ve Paris'te fırtınalar estiriyordu.
O dönem, dünyanın en meşhur sahne sanatçısıydı.
1934'te İstanbul'a geldi.
Türk basınının tamamında manşetlerdeydi.
Sirkeci Garı hınca hınç kalabalıktı, onbinlerce kişi karşılamaya koşmuştu.
Onuncu yaşını kutlayan Cumhuriyet'in eğlence hayatı giderek büyüyen bir ekonomiye dönüşmüştü.
Saray Sineması'nın işletmecisi musevi vatandaşımız Fernando Franko “dile benden ne dilersen, yeter ki Türkiye'ye gel” demişti… Josephine de, her gece için 2.500 lira istemişti, Paris-İstanbul tren yolculuğunda kendisine ve uşaklarına yataklı özel vagon istemişti, otelde dört büyük daire istemişti, hepsi karşılandı.
İstiklal Caddesi'ndeki Saray Sineması 1200 koltuk kapasiteliydi, dönemin en iyi filmlerini göstermesinin yanısıra, İstanbul'un en popüler konser salonuydu.