Oda TV yazarlarından Soner Yalçın, "İktidardan o gider, diğeri gelir; üzerinde durduğum ağır kriz altındaki iktidara Batı’nın ne dayatıcağıdır? Türkiye'nin nereye sürükleneceğidir?" ifadelerini kullandı.
İŞTE SONER YALÇIN'IN YAZISI
Pazar akşamı iftar sohbeti, “seçimi kimin kazanacağı” sorusuyla başladı.
İşadamı ağırlıklı masanın ortak tespiti şuydu:
-Kim kazanırsa kazansın ağır ekonomik krizle uğraşmak zorunda kalacak.
Bizi zor günler bekliyordu.
Peki, “çıkış yolu” neydi?
-Öncelikli ilk adım, cari açığın dış borçlanmayla kapatılmasıydı…
-Sıcak paranın gelmesi için güven esastı…
-Yabancı, parası için güvenlikli ortam arar; kazancının çok olmasını isterken, devlet teminatı bekler…
İşadamları “siyasi renklerini” pek belli etmese de, yabancı sermayenin gelmesi için iktidar değişikliğinin küresel dünyada olumlu hava yaratacağından emin...
Dedim ki:
-IMF bize en fazla 60 milyar dolar verir. Gerisini, gelecek sıcak parayla tamamlanır da, bu para sahipleri bizden ne teminat isteyecek? Öyle özgürlük-demokrasi filan gibi kamuoyunu oyalamak için söylenen yanıltıcı lafları bir kenara bırakalım. Para sahibi sadece kazancını düşünür. O halde, kamu kaynaklarını sata sata bitirdik, elimizde pek bir şey yok, neyi teminat göstereceğiz? Vergi toplama imtiyazını onlara mı bırakacağız?
Bugün yaşadığımız yapısal hale gelmiş ekonomik krizi Osmanlı da yaşadı. Madenlerini vs özelleştirmek ile kalmadı, tütün-tuz gibi vergi gelirlerinin toplanmasını yabancı rejiye bıraktı. Sonuç ne oldu?