Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi bugünkü yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6’lı Masa’daki bu durumu, “kirli milletvekilliği pazarlığı, koltuk pazarlığı” olarak değerlendirmesini kaleme aldı.
İŞTE ABDULKADİR SELVİ'NİN YAZISI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’la yayınımıza ilişkin izlenimlerimi ve notlarımı paylaşmak istiyorum.
Yayın için Çankaya Köşkü’ne girince kimimiz Özal’ın, Demirel’in kalabalık resepsiyonlarını hatırladı. Ahmet Necdet Sezer de cumhurbaşkanlığı yaptı ama Çankaya Köşkü, Özal’la, Demirel’le özdeşleşmiş.
‘Özal’lı, ‘Demirel’li resepsiyonlarda Türkiye’nin tüm renkleri yer alırdı. Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildiğinde başörtüsü sorunu nedeniyle iki ayrı resepsiyon düzenlerdi. İlk gün askerler ve devlet erkanı katılırdı. Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül başörtülü oldukları için ilk günkü resepsiyona katılamazlardı. Ancak ikinci gün verilen resepsiyonlarda görürdük Emine Hanım’la, Hayrünnisa Gül’ü.
Erdoğan ilk cumhurbaşkanı seçildiğinde Çankaya Köşkü’nün bahçesine sığmayan bir kalabalık olmuştu. Erdoğan iki ayrı resepsiyon düzenlemedi. Başörtüsünü devletin en tepesine taşıyan isim Erdoğan oldu. Cumhurbaşkanlığı’nda Kılıçdaroğlu olsaydı Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu eşlerini başörtülü oldukları için o resepsiyonlara götüremeyeceklerdi.