Sözcü Gazetesi yazarı Soner Yalçın bugünkü yazısında, siyasetin kişiselleştirildiği, şahıs üzerinden yapıldığını kaleme aldı.
İŞTE SONER YALÇIN'IN YAZISI
Düşünmeyi unuttuk…
Kavrama yok, karşılaştırma yok, tanımlama yok, formüle edilmiş çözümleme hiç yok…
Vıcık vıcık yüzeyselliğe kurban edildi ülke siyasi hayatı…
İşte… Seçime gidiyoruz; “ben daha çok veririm” sözü dışında ne işitiyorsunuz? Keza, sürekli kaba, tehditkar, saçma sapan “laf salatası” var ortalıkta! Ki şiddetinin artacağını tahmin etmek zor değil…
Siyaset kişiselleştirme/şahıs üzerinden yapılır oldu. Partiler kurumsal, örgütlü yapılar olmaktan çıkarıldı, liderleri var sadece…
Bu ideolojik dönüşüm seçmenlerin oy tercihini de değiştirdi; lider odaklı tercih hakim oldu. Öz/ana öğe konuşulmaz tartışılmaz hale geldi. Mesela:
1995 yılından beri kaybedeni olduğumuz belli Gümrük Birliği Anlaşması'na son vermeyi merkezdeki parti liderleri neden dile getirmiyor?
Bu partilerin milli serveti artıracak ulusal stratejileri ne?
Örneğin:
Son yirmi yılda AKP iktidarı ne yaptı:
-Üç adet Strateji ve Eylem Planı hazırladı…
-Üç adet Orta Vadeli Plan hazırladı…
-Yedi adet AB Katılım Öncesi Program hazırladı…
-Bir adet Ön Ulusal Kalkınma Planı hazırladı…
-Sekizinci, dokuzuncu, onuncu Kalkınma Planı hazırladı…