Kübra Par, Kılıçdaroğlu'nun söz konusu açıklamasında adeta bilimsel bir makale seslendiriyormuş gibi davrandığını belirterek eleştiride bulundu.
KÜBRA PAR'IN YAZISI ŞÖYLE:
Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsam o cümleleri çizerdim
Önceki akşam Teşvikiye Karakolu’nun karşısındaki kahvecinin kaldırıma koyduğu masalardan birine oturdum. Başımı çevirince aynı kaldırımda satış yapmaya çalışan çiçekçiyle göz göze geldik.
Saat 22:30’u bulmuştu. “Bu saatte çiçek alan alıyor mu? Daha kaça kadar buradasınız?” diye sordum. “Sabahlayacağım” dedi. Şaşırdığımı görünce anlatmaya başladı. “Evde elektrik problemim var. 1500 lira fatura geldi. Ödeyemedim kestiler. Geçen ay üst kat komşumuzda yangın çıktı, onunla ilgisi var mı bilmiyorum ama iki aydır böyle yüksek geliyor. Eve gidip karanlıkta oturacağıma burada kalıp faturayı ödeyebilmek için çalışayım diye düşündüm” dedi.
“O kadar yüksek gelmesi normal mi? Evde ekstra elektrik yakan bir şey var mı?” dedim. “Yok, elektrikli soba vesaire yok, ben de anlamıyorum” diye cevap verdi. Karşılıklı sustuk…
Dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriğinin kesildiğini duyunca aklıma o çiçekçi geldi.
Kılıçdaroğlu’nun eylemi, onun gibi faturasını ödemekte güçlük çeken milyonlarca kişi için anlamlı olabilir.
“İnsanları fatura ödememeye teşvik ediyor bu devlet adamı sorumluluğuna yakışmaz” türü yorumlara katılmıyorum.
Siyaset halkla hemhal olabilme becerisidir. Bir siyasetçinin lüks lambasının ışığıyla aydınlanmaya çalıştığı hallerine kimse kayıtsız kalmaz.
Yeter ki samimi olsun…
Fakat takıldığım bir nokta var. Kılıçdaroğlu bu kadar halkçı bir eylemi neden entelektüelize etme ihtiyacı hissetti ki?