Alışverişten her döndüğünde fiyatların daha da yükseldiğini belirten Turan, "Dar gelirliler taş mı yiyecek?" dedi.
İşte Rahmi Turan'ın yazısı:
Dar gelirliler taş mı yiyecek?
Bizim evde tüm alışverişleri eşim Emel yapar…
Çarşı-Pazar fiyatlarını genellikle ondan öğrenirim. Herkes gibi o da pahalılıktan çok şikâyetçi… Alışverişlerden her dönüşte “Fiyatlar uçuyor… Şu, bu kadar olmuş, bu şu kadar olmuş” diye bilgi verir ve içini çekerek:
“Allah bu milletin yardımcısı olsun!” der.
İktidarın sözcüsü Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK'in “Türkiye yüzde 21,7 büyüdü” iddiasından sonra “Acaba nasıl büyümüşüz?” diye çarşı-pazarı, marketleri dolaştım.
Aman Allahım! Gözlerim fal taşı gibi açıldı!
“Büyüyor muyuz, büyümüyor muyuz?” derken gerçekte fiyatların nasıl büyüdüğünü, kanatlanıp uçuşa geçtiğini gördüm. Halkın geliri enflasyon karşısında küçüldükçe küçülüyor!
Et fiyatları, sebze-meyve fiyatları, süt ürünlerinin fiyatları, neredeyse uzay yolculuğuna çıkmış! Dar gelirliler taş mı yiyecek?
TÜİK'in yaptığı yüzde 21,7 büyüme açıklaması, teknik ve ekonomik ifadelerle anlatılınca kafalar karışıyor…
Bu nedenle, hem ekonomi uzamanı, hem de usta gazeteci olan dostlarımın basit benzetmelerine yer vererek anlatmayı tercih ediyorum.
Önceki gün Meriç Köyatası'nın “Kuyu” benzetmesini nakletmiştim. Ekonomimizin büyümesini, 100 metrelik kuyuya düştükten sonra zıplayarak 20 metre yükselmemize benzetiyor “Ama hâlâ 80 metre dipteyiz” diyordu.
Dün Ege Cansen'in bu konudaki benzetmesini de beğendim.
Nasreddin Hoca, eşeğini kaybedip, tekrar bulduktan sonra çok sevinmiş ya… Halimizi buna benzeten Ege Cansen:
“Kaybolan eşekler bulundu” diyor.
Durumumuzu net olarak anlamak için sadece dolar fiyatlarına bakmak yeterli.
Geçen yılın Ağustos ayında dolar ortalama 7 lira 28 kuruştu…
Bu yıl doların fiyatı ortalama 8 lira 48 kuruş oldu.
Birkaç yıl önce 12 bin doları aşan kişi başına milli gelirimiz şimdi 8 bin dolar civarına düştü.
Önümüzdeki günlerde kriz derinleşeceğe, yoksulluk artacağa benziyor.
Palavrayı bırakıp ekonomiyi ehil ellere teslim etmek şart. Yoksa bu günleri bile arar hale geliriz!