Oda TV yazarlardan Soner Yalçın bugünkü yazısında "Oyunuzu veriniz, sandıkları koruyunuz… Sonuna kadar mücadele ediniz… Ancak sömürülmeyiniz" başlıklı yazısını kaleme aldı.
İŞTE SONER YALÇIN'IN YAZISI
Siyaset yapış tarzını, salt duygu ağırlıklı tartışma biçimi münakaşaya sıkıştırdık.
Düşünceye, dile akıl hâkim değil.
Öfke politik hayatın merkezine yerleşti, kimse kimseyi dinlemiyor. Kimse karşı tarafın ne dediğiyle ilgilenmiyor. Tek taraflı iletişim isteyen bu kafa hiçbir konuda uzlaşma istemiyor. Karşı tarafa kör, sağır, dilsiz…
Hiç ama hiç esnek değil; karşı tarafın bir tek haklı-doğru talebi ve fikri yoktur!
Ki bunlar:
Öğrenmek- anlamak peşinde değildir.
Sizin ne dediğinizle hiç ilgili değildir.
Hatalarla yüzleşmek arayışında değildir.
Bunlar kendine propaganda yapan, hakikati görmezden gelenlerdir. Kaybettiğinde de “hırsızlık” gibi çeşitli mazeretler ile yapay algı peşinde koşturanlardır. Ve:
Taraftarlığına uymayan, yapıcı yazıya-konuşmaya bile hemen etiket yapıştıranlardır; şucu bucu!
Sözde herkes ortak akıl-demokrasi istiyor. Ama çoğumuz siyaseti incitici münakaşalar yapmak sanıyoruz… Görünen şu: Tek amaç var, karşı tarafı yenerek cezalandırmak! Ah! Daha 100 gün önce deprem hepimizi kardeş yapmadı mı?
Bu siyaset yapma biçimi “Bizim Mahalle”ye Erdoğan’dan bulaşmış olmasın sakın! Ya da televizyonlardaki reyting amaçlı ağız dalaşlarından!