Uğur Dündar anlattığı hikayeyi, "Bu anonim hikayeyi masallara uygun biçimde bitirelim: Gökten üç değil, bir elma düştü. Tohumu ekecek temizlikte kimler kaldıysa, onların başına!.." sözleriyle noktaladı.
UĞUR DÜNDAR'IN YAZISI ŞÖYLE:
Altın meyve veren ağaç!..
Vaktiyle imparatorluğun birinde, yoksul bir adam öylesine aç ve bitkin düşmüş ki, ölmemek için sarayın bahçesinden bir armut çalmış. Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere imparatorun huzuruna çıkarmışlar.
Açlıktan ayakta duramayacak kadar halsiz adam, imparatorun ayaklarına yığılarak yalvarmış:
“Efendimiz, çok açtım, dayanamadım ve sadece bir armut çalıp yedim. Beni bağışlayın büyük imparatorum!..”
İmparatorun dinlediğini görünce devam etmiş:
“Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak!..”
İmparator dudak bükmüş:
-Senin gibi çulsuzun birinde paha biçilemez ne olabilir ki?..
Yoksul adam, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatmış ve;
“Şu çekirdeği ekerseniz, altın meyveler veren bir ağacın yetiştiğini göreceksiniz…” demiş.
İmparator gülmüş;
-Ne duruyorsun, o zaman hemen ek onu!.. Altın meyveleri vermeye başladığında affederim seni!..
Adamın yüzünü çaresizlik ifadesi kaplamış:
“Yüce imparatorum! Bu tohumu ben ekemem. Çünkü hırsızlık yapmış bir kişiyim.
Altın meyveler verecek çekirdeği ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş, tertemiz biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir. Aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. O nedenle efendimiz, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz!..”